436 İSTANBUL BAROSU DERGİSİ • Cilt: 93 • Sayı: 2 • Yıl: 2019
tır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargı-
lanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gere-
ğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi
hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu
hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve is-
pat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini
ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zo-
rundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma
hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve
savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çe-
kişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve de-
ğerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve
hukukî sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın ge-
rekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki
kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edil-
meli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm ku-
rulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da
ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe
sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında, işçilik alacaklarının zamanaşı-
mına uğrayıp uğramadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 155. maddesi hükmü, “Zamana-
şımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından
birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olur.” kuralını içer-
mektedir. Bu maddeye göre, müteselsil borçlulardan birine karşı zama-
naşımının kesilmesi diğer müteselsil borçlulara karşı da zamanaşımını
keser. (818 sayılı BK. Mad.134)
Dosya kapsamına göre, davalılardan ... Tesis Yön. Hizm. A.Ş. vekilin-
ce cevap dilekçesinde davaya karşı zamanaşımı definin ileri sürülmesine
karşın, diğer davalı ... Öğretim Kurumları A.Ş. vekilince bu definin ileri
sürülmediği görülmüştür. Her iki davalının asıl-alt işveren ilişkisi kap-
samında müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu dönem mevcuttur.
6098 sayılı Kanun’un anılan maddesine göre müteselsil borçlulardan biri-
nin ileri sürdüğü zamanaşımı definin diğer müteselsil borçluya da sirayet
ettirilmesi gereklidir.