415
Yargıtay Kararları
Mahkemece, davalı işverenin 4857 Sayılı Yasa`nın 2. Maddesi çerçeve-
sinde taşerona verdiği işin asıl iş olduğu, davacının asıl işte çalıştırıldığı,
davacının başlangıçtan itibaren asıl işveren işçisi kabul edilmesi gerektiği,
asıl işverenin kendi işçilerine sağladığı ücret ve sosyal haklar ile toplu
iş sözleşmesi ile uygulamaya konulan haklardan davacının yararlandı-
rılması gerektiği, davacının alması gereken ücret farkı alacağı, ikramiye
alacağı, sosyal hak alacağı ile bu eşitlik ilkesine aykırı davranış sebebiyle
de eşitlik ilkesine aykırılık tazminatının hesap bilirkişi raporundaki mik-
tarlar ve taleple bağlılık kuralı gereği kabul gerektiği gerekçesi ile davanın
kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu`nun 2/6 maddesi uyarınca,“ bir işverenden, iş-
yerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde
veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik ne-
denlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği
işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı
işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.”
Aynı maddenin 7. fıkrasının son cümlesi gereğince “ İşletmenin ve işin
gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş
bölünerek alt işverenlere verilemez. “
Eşit davranma ilkesi tüm hukuk alanında geçerli olup, İş Hukuku ba-
kımından işverene, işyerinde çalışan işçiler arasında haklı ve objektif bir
neden olmadıkça farklı davranmama borcu yüklemektedir. Bu bakımdan
işverenin yönetim hakkı sınırlandırılmış durumdadır. Başka bir ifadey-
le işverenin ayrım yapma yasağı, işyerinde çalışan işçiler arasında keyfi
biçimde ayrım yapılmasını yasaklamaktadır. Bununla birlikte, eşit dav-
ranma borcu, tüm işçilerin hiçbir farklılık gözetilmeksizin aynı duruma
getirilmesini gerektirmemektedir. Bahsi geçen ilke, eşit durumdaki işçi-
lerin farklı işleme tabi tutulmasını önlemeyi amaç edinmiştir. Öte yandan
anılan ilke, hakların sınırlandırılmasına değil tesisine hizmet eder. Eşitlik
ilkesi aynı durumda olan işçiler yönünden geçerlidir. Başka bir anlatımla
işverenin, farklı konumda olan işçiler bakımından eşit davranma yükü-
mü yerine, yönetim hakkı kapsamında farklı davranma serbestisinden
söz edilir.
İşverenin işçileri arasında eşit işlem yapma borcundan söz edebilmek
için hiç şüphesiz işveren ile arasında iş ilişkisi kurulmuş olan işçilerin
varlığı gerekmektedir. Eşitlik ilkesine uygun davranılıp davranılmadığını
belirlenmesinde bu yönde bir iddiayı ileri süren işçi ile aynı işverene bağlı
olarak, aynı ya da benzer işte, aynı ya da benzer verim ile çalışan, eğitim
dereceleri aynı ya da benzer olan, kıdemleri eşit olan, kısacası objektif