HABERLER
  • Son Güncelleme : 04.06.2025 19:13
  • Haber Giriş : 02.06.2025 17:32
  • Etkinlik : 02.06.2025

Birleşmiş Milletler (BM) Uzmanları: İstanbul Barosunun kriminalize edilmesi ve yönetim kurulunun görevden alınması kararı, avukatların bağımsızlığına yönelik tüyler ürpertici bir saldırıdır

İstanbul Barosuna yönelik hukuksuz dava ve işlemleri takip eden Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ofisine bağlı uzmanlar heyeti tarafından 30 Mayıs 2025 tarihinde yapılan basın açıklamasını meslektaşlarımızla paylaşıyoruz. Metnin orijinali için tıklayınız.

CENEVRE - BM uzmanları bugün, İstanbul Barosu'nun çatışma bölgesinde iki gazetecinin ölümüyle ilgili etkin bir soruşturma yürütülmesi çağrısında bulunduğu açıklamasının ardından, Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu ve Yönetim Kurulu (YK) hakkında açılan hukuk ve ceza davası ile YK üyesi Fırat Epözdemir'in tutuklanmasından duydukları endişeyi dile getirdi.

Baro Başkanı ve üyeleri ‘terör örgütü propagandası yapmak' ve 'kamuoyuna yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak' ile suçlanmış durumda.

Uzmanlar, "İfade özgürlüğünün kullanılmasına misilleme olarak cezai kovuşturma, ifade özgürlüğüne ve avukatların mesleklerini icra etme, görüşlerini uluslararası standartlara uygun olarak ifade etme haklarına yönelik endişe verici bir saldırıdır" dedi. "Yargıyı silah olarak kullanarak İstanbul Barosunu susturmaya yönelik bu girişimin, uluslararası hukukun dehşet verici bir ihlali olduğu ve rahatsız edici bir emsal teşkil ettiği" belirtildi.

"Cezai soruşturmanın, işlerini yaparken öldürülen gazeteciler için hesap verebilirlik ve adalet çağrısında bulunan bir açıklamayı takip etmesi özellikle tedirgin edicidir" vurgusunu yapan BM Uzmanları, "Cezasızlıkla, özellikle de gazeteci cinayetleriyle mücadele çabaları desteklenmeli ve kriminalize edilmemelidir" açıklamasında bulundu.

21 Aralık 2024 tarihinde İstanbul Barosu, 19 Aralık 2024te Suriye'nin kuzeyinde Türk insansız hava aracının saldırısı sonucu hayatını kaybettiği bildirilen iki gazetecinin ölümünü kınayan bir açıklama yayınladı. Açıklamada, çatışma bölgelerinde gazetecilerin hedef alınmasının uluslararası insancıl hukukun ihlali olduğu vurgulandı ve iki gazetecinin ölümüne ilişkin etkili bir soruşturma başlatılması çağrısında bulunuldu.

22 Aralık 2024 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Baro yönetimi hakkında terör örgütü propagandası yapmak” ve “kamuoyunu yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" gerekçesiyle ceza soruşturması başlattı. Ceza duruşması 28 ve 29 Mayıs 2025 tarihlerinde Marmara Cezaevi'nde (eski adıyla Silivri Cezaevi) görülecek.

Aynı Savcı tarafından açılan bir davanın ardından, bu yıl 21 Mart'ta İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, Avukatlık Kanunu'nun 76/2 maddesi uyarınca, mesleki yetkilerini aştığı gerekçesiyle İstanbul Barosunun seçilmiş yönetiminin görevden alınmasına karar verdi. Karar, Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu'nun görevden alınmasını ve yeni seçimlerin yapılmasını emrediyor.

"Bir baronun yürütme organı, işlevlerini dış müdahale olmaksızın yerine getirebilmelidir" ifadesiyle kararı eleştiren uzmanlar, adalet ve hesap verebilirlik çağrılarını cezalandırmak, susturmak için kamuoyunu yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak” ve terörle ilgili suçlamaların silah olarak kullanılmasının ceza adaleti sisteminin kötüye kullanılmasının yanında, uluslararası hukuk ve standartların açık bir ihlali olduğu konusunda uyarıda bulundular.

BM Uzmanları, "Uluslararası hukuk uyarınca, terörle mücadele mevzuatı, temel özgürlüklerin kullanılmasının haksız yere sınırlandırılmasını önlemek için yeterince kesin olmalıdır" dedi.

Uzmanlar, "Bu, ilk fırsatta reddedilmesi gereken yasal bir taciz davasıdır" yorumunda bulunarak, "Bu suçlamalarla bağlantılı olarak 25 Ocak'tan bu yana tutuklu bulunan Fırat Epözdemir'in derhal serbest bırakılması çağrısı yaptı.

Uzmanlar, avukatlık mesleğinin serbestçe icra edilmesinin adalete erişim, devlet gücünün denetimi, adil yargılamanın korunması ve yargı güvencelerinin sağlanması açısından hayati önem taşıdığını hatırlattı.

"Devletler, avukatlık mesleğini icra edenlerin bunu korkutma, engelleme, taciz veya müdahaleden uzak bir şekilde yapabilmelerini güvence altına almalıdır" diyen uzmanlar, "Avukatların bağımsızlığı adil yargılanma hakkı için kilit önemdedir" ifadesini kullandı.

Uzmanlar endişeleri konusunda Türkiye makamlarıyla ile temas halinde.
 

YAZDIR
Yükleniyor...