“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.” hükmünü içeren Anayasamızın 3. maddesi, yine Anayasamızın 4. maddesi ile değiştirilmezlik güvencesi altına alınmıştır. Anayasanın değiştirilemez maddeleriyle belirlenmiş bu anayasal kimlik TBMM dahil hiçbir devlet organı tarafından geçerli anayasa normları kötüye kullanılarak değiştirilemez.
Bölünmez bütünlüğe ilişkin bu düzenlemenin temeli, Erzurum Kongresi'nde; “Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür” ilkesi ile atılmıştır. Bu hüküm, üniter devlet anlayışının bir ürünü olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve onu kuran Türk Ulusunun tekliğini ve birlikteliğini ifade etmektedir.
Nitekim bu hüküm sayesinde kökeni, dini, mezhebi ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti çatısı altında birlikte yaşama iradesine sahip olan Türk Milleti, idarenin bütünlüğü ilkesine uygun olarak üniter devlet sistemi ile idare edilmektedir.
Bu konuda atılacak bir geri adım, milli birlik ve beraberliğimize zarar verebileceği gibi ulus kavramından ödün verilmesi anlamına da gelir.
Üstelik Anayasamızda ifade edilen bu unsurlar çağdaş devleti tanımlamaktadır ve bu temel unsurlar üzerinde evrensel bir uzlaşma vardır.
Bugüne dek kabul edilen en elverişli devlet tanımı şöyledir:
“Devlet, belli bir milleti olan, belli bir ülkede yaşayan ve bir devlet gücü ile donatılmış insan topluluğudur.”
Unutulmamalıdır ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, başta laiklik olmak üzere Atatürk ilke ve devrimlerinin mihenk taşıdır ve anayasal bu düzenlemenin değiştirilmesi ne hukuken ne de fiilen mümkündür!