İstanbul Barosu Cumhuriyet Araştırmaları Merkezince düzenlenen ’92. Yılında Devrim Yasaları’ konulu panel, 3 Mart 2016 Çarşamba günü saat 14.00’da İstanbul Adalet Sarayı Seminer Salonunda yapıldı.
Panelin açılışında konuşan İstanbul Barosu Genel Sekreteri Av. Hüseyin Özbek, 3 Mart devrim yasalarının 92. Yıldönümünde TRT’de yayınlanan bir programda, hilafetin kaldırılışına bir ağıt düzüldüğünü, bunun devletteki tercih değişikliğini gösterdiğini söyledi. Bu davranışın siyasi iktidarı ne kadar meydan okuma ve tasfiyeci bir anlayışa götürdüğü ve bunu pratiğe yansıttığını göstermesi açısından son derecede önemli bulduğunu belirten Özbek, “Artık Türkiye Cumhuriyeti–siyasi iktidar anlamında söylüyorum- laikliğin övgüsü, öğretim birliği övgüsü, hilafetin kaldırılmasını onaylama durumunda değildir, bunları yermektedir. 92. Yılında hilafetten adeta özür dilenmektedir” dedi.
Bir insan eğer Alzheimer’a yakalanmışsa hukuk tarafından bu kişi kısıtlanır görüşünden hareket eden Özbek şöyle devam etti: “Devlet Alzheimer olursa, aklı gitmişse ne olacak? Türkiye şimdi bu durumla karşı karşıyadır. Türkiye devlet Alzheimer’ı yaşıyor. İç ve dış politikalarda bunu rahatlıkla görebilirsiniz”.
Açılış konuşmasından sonra panele geçildi. Paneli Cumhuriyet Araştırmaları Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Av. Vecihe Tunca yönetti. Tunca 3 Mart Devrim Yasalarının anlamı üzerinde durdu ve panel konuklarını tanıttı.
Panelde konuşan Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kiziroğlu, konuşmasında Osmanlının son zamanları, Abdülhamit’in korkuları, Vahdettin’in ihanetleri, Şeyhülislam Mustafa Sabri’nin satılmışlığı ve kurtuluş savaşı yıllarını özetledi.
Cumhuriyetin felsefesinin hukukun üstünlüğüne dayandığını, bu temelin de yapı taşlarının bugün anılan devrim yasaları olduğunu belirten Kiziroğlu, Osmanlı Devletinin savaşın ardından aslında devletin bütünlüğünü hatta devlet olma niteliğini kaybettiğini, 3 devrim yasasının kabulünden sonra saltanata karşı cumhuriyetçilik, dinciliğe karşı laiklik, gericiliğe karşı devrimcilik, ümmetçiliğe karşı ulusçuluğun gerçekleşmeye başladığını bildirdi. Kiziroğlu, “Türkiye’nin giderek çağdaşlaşmaya ve modernleşmeye başladığını, o nedenle 3 Mart günü devrim günü, aydınlanma günü olduğu için önemlidir” dedi.
Araştırmacı – Yazar Cengiz Özakıncı, Atatürk’ün gerçekleştirdiği büyük Türk Devriminin Islama karşı yapılmış olduğu iddiasıyla 80 yıldır gericilerin aynı propagandayla toplumu etkilemeye çalıştıklarını söyledi.
Özakıncı, “Şunu söylemek bir aydının borcu olmalı. Devrimlerin tutanaklarını satır satır okuyan her aydının boynunun borcudur ki, devrimlerimiz İslamı ortadan kaldırmak kastıyla yapılmamıştır. Devrimler İslamın gerici ve bağnaz değil en çağcıl yorumlarıyla gerçekleştirilmiştir” dedi.
Hilafetin kanunla kaldırıldığını, kaldırılma gerekçelerinin Meclis tutanaklarında bulunduğunu belirten Özakıncı, şöyle konuştu: “Hilafeti kaldırmak İslama karşı bir harekettir diyene soruyorum. Ordumuz ve halkımız Anadolu’da emperyalizme karşı bir savaş verirken, düşmanla işbirliği yapan Halife İslam Halifesi miydi? Vatana karşı hareket İslami bir hareket midir? Ne siyasi ne de dini olarak bu hareketler islama uymaz. O nedenle kaldırılan hilafet sahte hilafettir”.