İstanbul Barosu Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Komisyonunca düzenlenen ‘Hukuk Felsefesi Açısından Hukuk ve Şiddet’ konulu panel, 27 Mayıs 2015 Çarşamba günü saat 17.00’da Baro Kültür Merkezi Konferans Salonunda yapıldı.
Panelin açılışında konuşan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Nemci Şimşek, insanoğlunun var olduğu her dönemde şiddetin çeşitli şekillerde okraya çıkmış bir olgu olduğunu söyledi. Panelin konusunu çok ilginç bulduğunu belirten Şimşek, Hukuk ve şiddetin birbirleriyle hiç ilgisi olmayan iki farklı kavram olduğunu bildirdi.
Şiddetin günümüzde de yoğun olarak yaşandığını hatırlatan Necmi Şimşek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bana göre şiddet bireysel olmaktan, toplumsal olmaktan da çıktı, artık kurumsal olmaya başladı. Bunu dehşetle izliyoruz. Özellikle Türkiye’de bu iktidar döneminde, insanların ötekileştirildiği, ayrıştırıldığı, insanların yok sayıldığı ve aşağılandığı bir ortamda hukuk siyasallaştığı ölçüde şiddet de giderek ivme kazanıyor”.
Açılış konuşmasından sonra panel oturumuna geçildi. Paneli İstanbul Barosu Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Komisyonu Genel sekreteri Av. Sahir Bafra yönetti.
İlk konuşmayı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi Bölümü Araştırma Görevlisi Umut Koloş yaptı. Koloş, foucault perspektifinden hukuk ve şiddeti anlattı. Koloş, özetle şu bilgiyi verdi:
“Fransız düşünür Michel Foucault, klasik dönem adını verdiği 18. yüzyıl öncesi Batı dünyasında bu tarihten sonraki iktidar mekanizmaları ve amaçları bakımından farklılık arz eden bir hükümranlık kuramının olduğunu düşünür. 18. yüzyıl öncesinde iktidardan hükümranlık anlaşılırken ve hükümranlık asıl itibariyle çıplak bir şiddet uygulayarak kendisini yeniden üretirken bu tarihten sonra iktidar hükümranlık ile değil, ağırlıklı olarak yönetmek, yönetim sanatı ile karakterize olur. Bu bağlamda hükümranlık ile yönetimsellik arasında bir fark vardır ve yönetimsellik çıplak şiddet ile değil, bu şiddeti zorunlu olarak dışlamayan ve fakat asıl itibariyle gönüllü uyma davranışının sağlanması ile stratejik olarak yönlendirmeyi gerektirir”.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi Bölümü Araştırma Görevlisi Dilara Yıldırım da Agamben perspektifinden hukuk ve şiddeti ele aldı. Yıldırım özetle şu bilgiyi verdi:
“Egemenliğin yapısındaki şiddetin gücünün kaynağını ve egemenin hukuk karşısındaki konumunu açıklamaya çalışan İtalyan düşünür Giorgio Agamben bu incelemesini “İstisna Hali” kavramı üzerinden yürütür. Hukuksal ve siyasal olanın sınırına yerleşmiş bu kavram ile egemenin kararı siyasal alanın her alanında bir şiddet biçimi olarak karşımıza çıkar. “Hayat”ın öldürülebilirliğine ve hukukun egemen karşısında düştüğü ikincil konumu gözler önüne seren bu belirsizlik eşiği, bugün artık bir istisna değil bir yönetim paradigmasıdır”.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Felsefesi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yasemin Işıktaç, hukuk ve şiddet kapsamında yapılan panelin üç perspektifi kapsadığını söyledi. Işıktaç ilk konuşmada Michel Foucault perspektifinden hukuk ve şiddetin değişen biçiminin günümüz açısından ortaya çıkış pratiklerinin ele alındığını, ikinci konuşmada, Giorgio Agamben’in perspektifinden hukuk ve şiddet ilişkisinde özellikle olağan ve olağanüstü hal ayrımı çerçevesinde yeniden değerlendirildiğini bildirdi.
Yasemin Işıktataç konuşmasında, üçüncü perspektifi ele aldı. Üçüncü perspektifi rıza, şiddet, iktidar ve güvenlik kavramlarının yeniden okunması olarak niteleyen Işıktaç, olgunun belirleyici öğesi olarak gönüllülük, kuralların belli olması, hilenin oyuna dâhil olmayıp başka bir oyun olması ile kazanma veya kaybetmeyi gönül hoşluğuyla olmasa bile kabul edebilme olgunluğu üstünden hukuk ve şiddeti anlattı.
İstanbul Barosu Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Komisyonu Başkanı Av. Muazzez Çörtelek ise hukuk ve şiddet konusuna yasalar açısından yaklaştı. Konuşmasında, bir toplumdaki hukukun, dolayısıyla yasaların ve iktidar lehine olmak üzere kalıcı ya da özel durumlara bağlı olarak askıya alınma halinin karşılanmasına ilişkin modeller üzerinde duran Çörtelek, özellikle ‘istisna hali’ kavramına açıklık getirdi ve “Hukuk, şiddet, siyaset” ilişkisinin köklerine indi ve bu konuda Carl Schimitt ve Walter Benjamin arasındaki görüş farkına değindi. Çörtelek ayrıca, şiddet açısından Türk hukuk sisteminin maruz kaldığı etkiler üzerinde de durdu.
Konuşmaların tamamlanmasından sonra İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Genel Sekreteri Av. Elçin Aybek söz aldı ve hayvan hakları ihlali ve hayvanlara uygulanan şiddet üzerine kısa bir konuşma yaptı.
Paneli yöneten Av. Sahir Bafra şiddeti ‘Fiziki ve duygusal uyarılma eşiğimizin aşılması ve zorlanması suretiyle acı duymamız, aşağılanmamız, zarar görmemiz ve yok edilmemize yönelik fiziki etki’ olarak tanımladı. Bafra konuşmasında şiddete ilişkin çeşitli örnekler verdi.
Daha sonra soru-cevap bölümüne geçildi. Panel sonunda ise konuşmacılara birer Teşekkür Belgesi verildi.